1 Kasım 2015 Pazar

DLR-2 Tavsiyeleri

Merhaba arkadaşlar,

Bir çok kişiden konuyla alakalı soru mailleri almam nedeniyle böyle bir yazıyı paylaşma gereği duydum.

Maillerde DLR-2 için çeşitli tavsiyeler isteyen ve hangi soruların sorulduğunu öğrenmek isteyen arkadaşlar için diyebileceğim en önemli şey “kendinizi tanıyın ve DLR-2 de kendinizi iyi tanıtın”.
Şimdi ne demek bu diyeceksiniz.. Öncelikle kendinizi tanımalısınız: Bu mesleğe olan ilginiz nedir nereden gelmektedir ? Neden Pilot olmak istiyorsunuz ? Neden bu mesleği yapabileceğinizi düşünüyorsunuz ?

Şimdi bu soruların cevaplarını düşünün. Tabi her biriniz orada havacılığa inanılmaz ilgili gözükmek isteyecek bu güzel bir şey ANCAK sizi yanlış bir yola da sürükleyebilecek olan bir dürtü. Eğer az ilgiliyseniz az ilgiliyim diyin ABARTMAYIN, çok ilgiliyim şöyleyim böyleyim deyip yalan söylemeyin ÇÜNKÜ mülakat aslında sizin onlara sunduğunuz materyaller üzerinden şekilleniyor. Nasıl mı oluyor ? Sizin onlara kendinizi hangi profilde tanıtırsanız o profildeki sorular karşınıza geliyor. Ben çok ilgiliyim kokpitin içini dışını bilirim hep FSX oynarım dediyseniz kaptan teknik sorular sormaya başlıyor, ha yok ben işin tekniğini pek bilmem bir hobim var o da yamaç paraşütü derseniz mülakat onun üzerinden yürüyor. Ben ilgiliyim bişilerde biliyorum havası verince bir çok teknik soru aldım çok şükür de cevapladım ama bir başkası kaptanla muhatap dahi olmadan geçti. Yani arkadaşlar olay kısaca sizde başlayıp sizde bitiyor.

Son olarak şunları söyleyebilirim bu test sizin kendinizi ne kadar tanıdığınızı, tanıtmış olduğunuz kişiliğinizin bu meslek için ne kadar uygun olduğunu, stres altında verdiğiniz tepkileri, kendinizi ifade etme becerilerinizi ölçüyor. Sınav odasına girerken ben buyum uygunsam uygunum değilsem de değilim kafasında o rahatlıkta içeri girin.

Herkese başarılar..


Dipnot: Kişisel fikrim akıcı bir İngilizce +1 değer katacaktır. Mülakatta en nihayetinde konuşarak bir şeyleri anlatmaya, kendimizi tanıtmaya çalışıyoruz.

8 Ekim 2015 Perşembe

Genel Hatlarıyla Uçuş Maratonu

Merhaba arkadaşlar,

Çok uzun zaman oldu yazmayalı evet farkındayım ve sonunda vakit bulabildim. Size uçuşlara gideceğimi söylemiştim, çok farklı bir maratondu benim için. Koskoca dört ay nasıl geçti anlamadım. Size kısa bir özetini yapmaya çalışacağım.
Öncelikle farklıydı çünkü şimdiye kadar alışık olduğumuz eğitim düzeni “al kağıt kalemi yaz çiz ezberle” şeklinde idi. Ancak aprona çıktığınızda her şey değişiyor. Derste öğrendiğinizi önce uçak başına sonra kokpite ve sonra da havaya taşımak gerçekten ilk zamanlar zorluyor insanı. Birazdan bahsedeceğim bir çok zorluk yüzünden depresyona girenleri ve hatta okulu bırakanları gördüm. O yüzden ben pilot olmak istiyorum deyip binlerce Euro yu özel okullara vermeden önce bu şartları düşünmenizi öneririm.
Öncelikle karşınızda hatalarınıza göz yuman tekrar tekrar sizi düzeltmeye çalışan sabırlı insanlar bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Öyle hocalar da yok mu, evet var ancak 10 taneden 1 tane. Karşınıza eğitmen olarak gelecek insanların hava kuvvetlerinden emekli pilotlar, emekli albay ve üst rütbeleri olacağını bilmelisiniz. Hal böyle olunca bir askeri düzen nizam ve disiplin çerçevesinde çalışmalara başlıyorsunuz.

İLK SORTİ: Bu uçuşta haliyle sizden bir şey beklenmiyor bir tanıtım uçuşu diyebiliriz.

İKİNCİ SORTİ: Standard operating procedures ve Checklist’ler in ezberlenilmesi uçağın hız limitlerinin bilinmesi isteniyor. İsteniyor derken yani bu uçuşta bunları yapmanızı beklemiyorlar bir an önce bunlara hakim ol diyorlar. Sonra oturup her gün hayali uçuş yapıp evde Checklist ezberliyorsunuz.

ÜÇÜNCÜ SORTİ: Bir kaç gün içinde ilerleme kaydetmemiş olan bir öğrenci ilk azarını burda yer.

DÖRDÜNCÜ SORTİ: Artık Check-List’lerin hepsini siz yapıyorsunuz motor çalıştırıp pist başına taksi yapıp kalkışı gerçekleştiriyorsunuz. NİZAMİ yapamıyorsanız hafif hafif azarları gene yiyorsunuz.

BEŞİNCİ SORTİ VE SONRASI: Artık kendi kendinizi sorgulamaya başlayabilirsiniz ben bu kadar azar yiyorum bu iş bana göre değil mi?, beceremiyor muyum?, pilot olamayacak mıyım? diye...

İNİŞ: İniş kısmı dananın kuyruğunun koptuğu yer arkadaşlar, herkes er ya da geç yapıyor erken yapanın kafası rahatlıyor geç yapanın kafası .... , siz anladınız :D 

İnişi öğrendim sanıyorsun ertesi gün hava dönüyor gene kötü iniyorsun inişte rudder vermeyi unutuyorsun gene azar yiyorsun. Bazen hocan sırf seni stres altına almak için masuz stres yüklüyor ve seni Solo-Check’e gönderiyor. Yani bu işin doğası stres ve bunları bilmeden uçuş okuluna gelen arkadaşlar bunları görünce çarpılıyor neler oluyor diyor. Ben az çok tahmin ediyordum böyle olacağını o yüzden pek etkilenmedim, var gücümle çalıştım çok da azar yemedim hocam da sağ olsun sabırlı sakin biriydi, çok seviyorum kendisini =)

Yani şunu demek istiyorum ilk okuldaki tatliş hocanızı beklemeyin karşınızda, aaa gel bakiyim pilot mu olacakmışın sen gel uçalım beraber tadında bir şey yok. Her zaman baskı her zaman stres, nizami yaptın yapamadın, sırayı karıştırdın, kaç sorti olmuş bas artık şu sağ pedala ! .. şeklinde geçiyor.
Ee diceksiniz hani bu işin zevki nerde kaldı. Ben de tam oraya geliyordum.. =)


YALNIZ UÇUŞ arkadaşlar bu işin zevki orada :)

İlk yalnız dünyanın en büyük stresi, Solo-check'e kalıp da geçememek adama çok koyuyor. Ya kalırsam stresiyle zaten eli ayağı dolaşıyor insanın. Neyse ki bir kerede geçtim hemen akabinde de solomu uçtum. Ondan sonrası çiçek.. =) 
Yalnız seyrüferler ve çalışma sahalarına gidiş insanın özgüveninin geri gelmesini sağlıyor. Artık ben bu uçağın kontrolünü sağlayabiliyorum ve her türlü canlı bi şekilde inerim diyorsunuz. İlk zamanlar ben hep “bu gün de eve canlı gidebilecek miyiz bakalım ? ” sorusuyla son yaklaşmaya giriyordum ancak zamanla alışıyorsunuz. J

İşin özeti bu yani başlarken baya bir zorlanma
depresyon hatta bırakma noktasına gelmeler oluşabiliyor ancak bu stresi kaldırabilen kişiler sonunda rahata eriyor ve uçmanın tadına varıyor. Şöyle söyleyeyim, yaklaşık 10 gündür yerdeyim ve damarlarımdaki kanda bir eksiklik hissetmeye başladım, uçmak bağımlılık yaratıyor .. =)


Gelelim işin biraz da eğitim detaylarına, uçtuğumuz eğitim uçakları çalıştığımız meydanlar vs..

Ayjet Uçuş Okulunun iki tip eğitim uçağı var; Diamond DA-20 Single Engine ve 42 Twin Engine. İlk safhada tek motorlu ile uçmayı öğreniyoruz, henüz biz de çift motora geçmedik eğitimin sonlarına doğru geçeceğiz zannedersem. Resimde görülen ise haliyle Diamond DA-20. J

Çalıştığımız meydan Hezarfen, seyrüseferlerde ise Çanakkale ve Çorlu Havalimanlarına gidiyoruz.

Eğitim ise genel hatlarıyla şöyle:
     - Uçağı kullanmayı öğrenmek ve Check-List hakimiyeti
     - Çalışma sahalarına gidiş ve hava hareketleri: Perdövites ( Stall),       yavaş uçuş, keskin dönüş, Acil iniş.
     - Yalnız uçuş Check’i ve Yalnız uçuş
     - Yalnız uçuş – Çalışma sahası
     - Seyrüsefer
     - Yalnız Seyrüsefer
     - Gece uçuşu
     - Yalnız gece uçuşu
     - Seyrüseferler ile uçuş saatini doldurmak ve tecrübe kazanmak.


İşte bu 4 aylık süreçte genel olarak bunları yaptık arkadaşlar. Merak edenler için ise çekmiş olduğum videoları youtube’a yükledim. Birkaç yalnız uçuşum ve inişlerim bulunmakta, izlemek isteyenler için YouTube kanalım: https://www.youtube.com/user/Chris19051905/videos

Şimdi ise tekrar yer derslerine döndük uçtuktan sonra hiç sarmıyor tabi ama ne yapalım, arada yazarım gene.

Kalın sağlıcakla.. J


11 Eylül 2015 Cuma

Kısa Kısa Dersler

Tarih: 18.04.2015         Saat: 13:16   C.tesi
Eveet ilk eğitim haftam bitti bile.. Güzel bir başlangıç oldu, sonunda yol katetmeye başladığım için mutluyum. Onca hengameden sonra sonunda eğitimime başladım ve emin adımlarla ilerliyorum, hayalime doğru yavaş ve inceden yürüyorum. Sokaklarda başım dik gözüm gökyüzünde yürüyorum. İnişe geçen uçaklara artık bir başka bakıyorum, bir gün orada olacağımı biliyorum..Gururluyum, mutluyum.. Eğitim kıyafetiyle metrobüse bindiğimde bile mutluyum, apoletlerimle mutluyum J. Artık ait olduğum yerde olduğumu hissediyorum, okuldan mezun olduğumdan beri belkide ilk defa hayatımın bir düzene oturduğunu hissediyorum ve önümü görebiliyorum. Yolum net, başım dik Haziranı bekliyorum..
İlk dersimiz haliyle uçma prensibi J
Attım başlığımı Bismillah dedim başlıyoruz..
Dersler yer yer ilgi çekici yer yer sıkıcı. İki sınav olduk bile gayet iyi geçti. Initial Phase dedikleri ilk kısmı tamamlayıp temel uçma bilgilerini edinip Haziranda uçuşlara başlamak ilk hedefimiz. Şuana kadar ise uçağın sağını solunu, hareketlerini ve tabiki hepsinin ingilizce terimlerini öğrendik. Stall durumda ne yapılmalı, flap ve slat’lar ne işe yarar, bir uçak nasıl uçar veya nasıl uçamaz. Sıkı bir Flight Simulatörcü olduğum için bir çoğu bildiğim şeylerdi ancak kafama takılan bir kaç durumunda cevabını bulmadım değil J

Şimdilik bu kadar uçuşlar başlayınca görüşmek üzere..